Burun Kıllarını Almak Sağlıklı Mı? Bir Kayseri Akşamı ve Kişisel Bir Düşünce
Hayat, küçük anların toplamıydı. Her günün içinde kaybolan küçük hikâyeler vardı ve ben, bu hikâyeleri yazarken bazen çok derinlere dalıyordum.
Bir Akşam, Kendi Kendime
Kayseri’nin soğuk akşamlarında, odamın penceresinden dışarıya bakarken, içimi tuhaf bir his kapladı. Geçen hafta aldığım yeni burun kılları alma aparatı masamda duruyordu. Ne zaman kullanmam gerektiği konusunda tereddüt ediyordum, ama bir şeyler var ki, beni bu konuya daha çok itiyordu. Burun kıllarını almak sağlıklı mı? Kendi kendime sorular sorarken, birden gözlerim eski günlüklerime takıldı.
Kendi yazdığım eski sayfalara bakarken, bir not dikkatimi çekti. “Yüzüne bakarken kendini nasıl hissediyorsun? Ne zaman kendini daha huzurlu hissedersin?” diye yazmışım. O an, belki de cevabını o gün bulmam gereken bir soru vardı.
O Küçük Değişiklik
O gün, aslında Kayseri’nin sıcak sabahında değil, aksine o soğuk akşamda düşündüğüm şeyin bir anlamı vardı. İnsan, küçük değişikliklerle büyük duygulara kapılabiliyor. Ben de o akşam, burun kıllarımı almak üzere karar verdim. Bir insanın burun kıllarını alması ne kadar da basit bir şey gibi gözükse de, o küçük değişikliğin ardında bir anlam arayışı yatıyordu.
Bunun aslında bir güven arayışı olduğunu fark ettim. Kendini daha iyi hissetmek, dışarıya karşı daha özenli görünmek, belki de içsel bir huzura kavuşmak için. Kılların doğal olduğunu biliyorum. Fakat, günümüz dünyasında her şeyin kusursuz, temiz ve düzgün olmasını istiyoruz. O an, işte bu yüzden burun kıllarımı alma kararı alırken, içimde bir huzursuzluk doğmuştu. Burun kıllarını almak sağlıklı mıydı? Sağlıklı olmasa da, belki de sağlıklı hissetmek için yapmam gerekendi.
Huzursuz Duyguların Arkasında
O gece, burun kıllarımı almak için aparatı elime alırken hissettiklerimi anlatmak gerçekten zor. Bir yanda, o değişikliği yaparak kendimi iyi hissetme isteği vardı, diğer yanda ise bu değişikliğin doğal yapıyı bozmak gibi bir şey olduğuna dair içimde bir endişe vardı. “Bunu yapmalı mıyım?” diye sordum kendime. Sonuçta burun kıllarının varlığı bir anlam taşıyordu, değil mi? Vücudumun bir parçasıydı, doğallıktı.
Ama işte, tam da bu noktada, o küçük ama anlamlı kararımı verdim. Burun kıllarını aldım. O an, aslında bir yüzeysel değişiklik yapıyor olsam da, derinlerde başka bir değişimin başlangıcını hissediyordum. Duygusal olarak bir rahatlama, bir özgürlük duygusu beni sardı. Burun kıllarını almak belki de sağlıklı olmaktan çok, kendimi rahat hissetmek içindi.
Hayatın Küçük Sevinçleri
Kayseri’nin sokakları akşamları biraz daha sessizleştiğinde, odamın içinde aldığım kararın ardından hissettiğim duyguları düşünmeye başladım. Küçük değişiklikler hayatımızın bir parçasıydı. Sadece dış görünüşümüzle ilgili değildi bu değişiklikler. İçimizdeki huzuru bulmak, korkularımızı aşmak ve kendimizi kabullenmek, hepsi birbiriyle ilişkiliydi. Burun kıllarımı almak belki de bu yolculuğun bir parçasıydı. Belki de aslında sağlık, sadece fiziksel değil, duygusal bir şeydi.
Kendimizi, küçük ama anlamlı değişikliklerle daha iyi hissedebiliyorduk. Bir insanın yüzündeki küçük bir detay bile, onu kendini daha güvenli, huzurlu ve mutlu hissettirebiliyordu. O akşam, Kayseri’nin serin havasında, penceremden dışarıya bakarken, burun kıllarını almanın sağlıkla ilgisi olmadığını düşündüm. Sağlık, kendini en iyi hissettiğin haliyle bağlantılıydı.
Sonuçta, Sağlık Nedir?
Bir insanın sağlıklı olabilmesi için, vücudunun her parçasının doğal olması gerekmezdi. Sağlık, sadece bedensel değil, duygusal bir durumdu. Burun kıllarını almak, sağlıklı hissetmek için yaptığım bir şeydi ve belki de en sonunda, bunun hiçbir zararı yoktu. Kendini iyi hissetmek, bazen sadece bir küçük adım, bir küçük değişiklikle başlar.
Burun kıllarını almak sağlıklı mıydı? Belki değil, ama kendimi daha sağlıklı hissettirdi. Ve belki de bu, duygusal sağlığımın bir parçasıydı.