Hepsiburada: Dijital Bir Gerçekliğin Ontolojik, Epistemolojik ve Etik Çerçevesi Hepsiburada, sadece bir alışveriş platformu olmanın çok ötesinde bir yapıya sahiptir. Eğer bu platformu sadece bir e-ticaret sitesinden ibaret olarak görüyorsak, gerçek anlamda anlamış sayılmayız. Çünkü teknoloji, özellikle de dijital alışveriş, çağımızın ontolojik yapısını ve epistemolojik sınırlarını yeniden şekillendiriyor. Hepsiburada’yı, felsefi bir bakış açısıyla ele aldığımızda, sadece bir platformdan çok daha fazlası olarak karşımıza çıkar. O, dijital çağın bir mikrokozmosu, bireysel ve toplumsal anlamların kesişim noktalarından biridir. Bu yazıda, Hepsiburada’nın hangi ülkeye ait olduğu sorusunu sormaktan çok, bu platformun etik, epistemolojik ve ontolojik boyutlarını tartışarak derinlemesine bir inceleme yapacağız. Ontolojik Perspektif:…
Yorum BırakKategori: Makaleler
Tır İşine Nasıl Girilir? Kökenlerden Bugüne, Bugünden Geleceğe Yol Haritası Tırların gecenin sessizliğinde şehirleri birbirine bağlayışında hep bir büyü var. O far ışıkları, sadece yük taşımıyor; evlere giren ekmeği, fabrikalara ulaşan hammaddeleri, hastanelere yetişen hayatî malzemeleri taşıyor. “Tır işine nasıl girilir?” diye soran herkese, bir meslekten çok daha fazlasını, bir ekosistemi anlattığımı fark ediyorum. Hadi gelin, tutkuyla ama ayağı yere basan bir dille; kökeni, bugünü ve yarınıyla bu dünyayı birlikte keşfedelim. Özet: Tır işine giriş; doğru ehliyet/sertifikalar, iş modeli seçimi, finansman planı, operasyonel disiplin ve teknolojiyle ölçekleme dengesini kurmayı gerektirir. — Kökler: Yolları Birbirine Diken Sessiz Altyapı Uygarlık, yolların olduğu…
Yorum BırakBir Mekânın Psikolojisi: Güngören İlçe mi? Sorusunun Duygusal Derinliği Bir psikolog olarak bazen şehirleri de insanlar gibi düşünürüm. Her ilçenin bir kimliği, her sokağın bir duygusu vardır. “Güngören ilçe mi?” sorusu bana yalnızca bir idari tanım değil, aynı zamanda bir kimlik sorusunu hatırlatır: “Ben kimim?” İnsan nasıl kendi benliğini tanımlamaya çalışırsa, şehirler de kendi karakterini oluşturur. Güngören de bu açıdan, İstanbul’un karmaşık ruh haritasında kendine özgü bir kişiliğe sahiptir. Güngören: Bir İlçe, Bir Kimlik Evet, Güngören resmî olarak bir ilçedir. İstanbul’un Avrupa Yakası’nda, Zeytinburnu, Bahçelievler ve Esenler arasında yer alır. Ancak psikolojik olarak baktığımızda bu tanımın ötesinde bir anlam taşır.…
4 YorumGüneysu’nun Nüfusu Ne Kadar? Antropolojik Bir Mercekle Yaşamdan Sayılara Giriş: Kültürlerin İzinde Bir Antropologun Daveti Kültürlerin dokusunu, toplulukların ritimlerini ve sembollerin ardındaki anlamları anlamaya çalışan bir antropolog olarak, haritaların sessiz sayfalarındaki rakamlara da kulak veririz. Bir bölgenin nüfusu derin yalnızca nicelikle değil, o nüfusun taşıdığı kültürel hafıza, toplumsal ilişkiler ve kimliklerle anlam kazanır. Bu yazıda Güneysu’nun nüfusu ne kadar? sorusunu, sadece istatistiğe sıkıştırmadan; ritüeller, semboller, toplumsal yapı ve kimlikler ekseninde keşfedeceğiz. Okuyucuyu kendi yaşadığı yerle bağ kurmaya, nüfusun ötesindeki yaşamları düşünmeye davet edeceğiz. Güneysu’nun Nüfus Sayısı ve Değişkenlikleri 2024 yılı verilerine göre Güneysu ilçesinin nüfusu 15.198 kişidir [1]. Bu sayı,…
8 YorumKlostrofobi kimlerde olur? Dar Alanlardan Korkan İnsanların Dünyasına Yakından Bakış Bazen bir asansöre bindiğimizde kalbimiz hızla çarpmaya başlar, nefesimiz kesilir ve bir an önce oradan çıkmak isteriz. Bazılarımız için bu sadece geçici bir huzursuzluktur, ama bazıları için hayatı sınırlayan bir korkudur: klostrofobi. Bu yazıda tek bir cevabın olmadığını göstermek istiyorum. Gelin, hem bilimsel verilerle hem de insan hikâyeleriyle bu sorunun arkasındaki farklı bakış açılarını birlikte tartışalım. Bu içerik tıbbi tavsiye yerine geçmez, farkındalık ve düşünsel tartışma amaçlıdır. — Klostrofobi Nedir? Temel Tanım ve Belirtiler Klostrofobi, kişinin kapalı, dar veya çıkışı zor alanlarda yoğun kaygı ve panik hissetmesiyle tanımlanan bir anksiyete…
6 YorumCarmen: Opera mı, Bale mi? Ekonomik Bir Bakış Bir ekonomist, sabah kahvesini yudumlarken bile kaynakların sınırlılığı ve seçimlerin sonuçları üzerine düşünür. Zaman, para, dikkat… hepsi kıt kaynaklardır. Bu yüzden “Carmen opera mı, bale mi?” sorusu, sadece sanatsal bir tercih değil, aynı zamanda ekonomik bir karardır. Her seçim, bir fırsat maliyeti doğurur; yani bir şeyi seçtiğimizde, diğerinden vazgeçeriz. Ekonomi tam da bu dengeyi anlamaya çalışır. Sanatın Piyasa Dinamikleri: Opera ve Balenin Arz-Talep Dengesi Opera ve bale, kültürel ürünler olarak sanat piyasasında yer alır. Ancak bu iki sanat türü arasındaki farklar, arz ve talep mekanizmalarında belirginleşir. Opera, genellikle daha büyük prodüksiyonlar, yüksek…
Yorum BırakBir Kitap Yazdıktan Sonra Ne Yapılır? Edebiyatın Sessiz Yankısı Kelimelerin Gücü ve Anlatının Dönüştürücü Büyüsü Bir edebiyatçı için her kitap, bir tür yeniden doğuştur. Yazmak, yalnızca kelimeleri bir araya getirmek değil; insanın kendini, başkalarını ve dünyayı anlamlandırma çabasıdır. Kelimelerin gücü, sessiz bir inkılap yaratır — bir paragraf bazen yılların sessizliğini bozar. Ancak kalem son noktayı koyduğunda, yazarın zihninde yeni bir soru yankılanır: “Bir kitap yazdıktan sonra ne yapılır?” Bu soru, sadece teknik bir süreci değil, aynı zamanda edebi bir varoluşun ikinci perdesini işaret eder. Çünkü yazmak bir başlangıçtır; ama asıl yolculuk, kitabın yazıldıktan sonraki sessizlikte başlar. — Bir Metinle Vedalaşmak:…
Yorum BırakKanguru Güçlü Müdür? Küresel ve Yerel Perspektiflerden Derinlemesine Bir İnceleme Kangurular, zıplama yetenekleri, güçlü bacak kasları ve göz alıcı fiziksel özellikleri ile hepimizi etkileyen yaratıklardır. Ancak, bu güçlü hayvanlar gerçekten güçlü mü? Yalnızca fiziksel gücün ötesinde, kültürel ve toplumsal açıdan da kanguruların gücü farklı toplumlar ve bakış açıları tarafından farklı şekillerde algılanır. Hadi gelin, kanguruların gücünü sadece biyolojik açıdan değil, aynı zamanda kültürel ve toplumsal bağlamda da ele alalım. Kanguruların Fiziksel Gücü: Evrensel Gerçek Kangurular, doğada birçok avantajlı özelliğe sahip hayvanlardır. Zıplama yetenekleri, vücutlarının güçlü arka bacakları sayesinde dünyanın en etkileyici hareketlerinden birine sahiptirler. Bir kanguru, 3 metreye kadar zıplayabilir…
Yorum BırakSağ Göz Sulanması Ne Anlama Gelir? Beden, İnanç ve Bilim Arasında Bir Gerçeklik İnsanın bedeni, çoğu zaman ruhunun sessiz anlatıcısıdır. Gözler ise bu anlatının en güçlü sembollerindendir. Sağ göz sulanması, tarih boyunca hem tıbbi hem de kültürel anlamlarla yüklenmiş bir olgu olarak karşımıza çıkar. Kimi zaman bir bedensel uyarı, kimi zaman bir manevi işaret olarak yorumlanmıştır. Bu yazıda, sağ göz sulanmasının anlamını tarihsel kökenlerinden günümüzün bilimsel yorumlarına kadar inceleyerek, hem düşünsel hem de duygusal bir çerçeve sunuyoruz. Tarihsel Arka Plan: Gözün Ruhsal İmgesi Antik çağlardan itibaren göz, insanın “ruh penceresi” olarak kabul edilmiştir. Eski Mısır’da “Ra’nın Gözü”, koruyucu bir semboldü;…
Yorum BırakGülüş Estetiği Kimlere Yapılır? Toplumsal Normlar ve Cinsiyet Rolleri Üzerinden Bir İnceleme Bir Araştırmacının Gözünden: Toplumsal Yapılar ve Bireylerin Etkileşimi Toplumların bireyleri şekillendiren pek çok mekanizması vardır. Bu mekanizmalar, kişilerin değer yargılarından günlük yaşam pratiklerine kadar her şeyde kendini gösterir. Gülüş estetiği, son yıllarda güzellik ve bakım alanında dikkat çeken bir trend haline gelmiş olsa da, bu estetik müdahalelerin ardında yalnızca bireysel tercihler değil, toplumsal normlar ve kültürel pratikler de yatar. Bir araştırmacı olarak, gülüş estetiği uygulamalarının kimin için, neden ve nasıl yapıldığını anlamak, toplumsal yapıların ve cinsiyet rollerinin bireylerin estetik tercihlerini nasıl şekillendirdiğini incelemek açısından oldukça önemlidir. Gülüş estetiği,…
Yorum Bırak